18 Eylül 2013 Çarşamba

Aldanmak

Bazen kendini aldatırsın yapmak istemediğin şeyleri yapmayı seçerek, ya da hayallerinden vazgeçerek. Aslında olamayacaktı der durursun. Nereden bilirsin denemeden olmayacak. Bazen seni aldattığını bile bile en yakındakinden vazgeçemezsin. Bazen, bazen olur işte. Fark etmeden geçer zaman. Bazen, durmak, bir nefes almak lazım. Kendin için neyin iyi olduğunu en iyi yine sen biliyorsun. Neden yapamıyoruz peki. Hep o kaybetme korkusu yüzünden, kaybetmek diye bir şeyin olmadığını bilmek nasıl gelirdi acaba size. Bence kaybetme korkusu diye bir şey yok ama, bütün bunları kaybetme korkusu ile yaptıkça kaybediyoruz. Ben bu gece bu korku ile hayatımda tuttuğum ne kadar insan varsa uğurladım eski, yeni. Evet hayatımdasınız hala, yani size göre ama ben sizi çoktan uğurladım kalbimden, beynimden bu gece. Kimse eksilmiyor sen hayatından çıkınca, aslında bende eksilmedim seni, sizleri hayatımdan çıkarttığım için. Rahatladım sanki, yük oluyor bunlar sırtımıza. O insanların umurunda değilsin inan, onlarda seni kullanıyor bir şekilde. Sen gidince yerine yenisini buluyorlar hemen. Çok ironik değil mi. 1 gün öncesinin vazgeçilmezi olan sen, yarının unutulmuşu oluyorsun. Bu gece yeni güzellikler başlasın hepimiz için. Önce kendini aldatmayı bırak, hayat gerçekten kısa. Her seni seviyorum diyene inan, yalansa da bırak onun yalanı olsun. Ama inanmaktan vazgeçtiğinde de git. O zaman kendini aldatmayı bırakmış olursun. O zaman kimseyi aldatmazsın. Aldatmak kadının erkeği, erkeğin kadını aldatması değil. Bunlar sığ beyinlerin ilizyonu. Asıl aldatma kendin ile yaşadığın, onu bırak, bırak hayat aksın, bırak akış seni sarsın.

Hiç yorum yok: